7 Ekim 2011 Cuma

İşte Geldim Burdayım...

Şükür kavuşturana...Uzun uzun uzun zamandır yazamadım biliyorum. Ama inanın mazeretlerim gerçekten kabul edilebilir cinsten. İstemediğimden ya da sıkıldığımdan değil. Tamamen "kabul edilebilir" mazeretler benimkiler. Şaka maka tam 1 ay olmuş yazmayalı. Ancak kendime geldim yazabildim. Maalesef uzun zamandır ailem hastalıklardan müzdarip. Ben de en son yataklara düşünce artık dedimki bir uğursuzluktur başımızda dolaşan. Nazar mı var, kurşun mu döktürelim, kem gözlere şiiiş diyip dilimizi ısırıp totomuzu mu kaşıyalım, bilemedim. Herneyse, öyle ya da böyle ayaktayım yıkılmadım burdayım ve yeniden "oley" yazabiliyorum.

Bu bir aylık dönemde "sıkılmaya" devam ettim. Hatta inanır mısınız daha da sıkıldım darlandım. İş aramalarıma hız verdim, yeni yeni başvurular yaptım, beklemedeyim. Zira beklemekten sıkıldım ama olsun en azından uğraşıyorum değil mi? En son hastanelik olmadan 1 gün önce işyerinde o kadar sinirlendimki, akşamına soluğu acilde aldık. Ölüyorum zannettim. Neyseki daha çekilecek ve çektirecek dertlerim varmış. Sonrasında 1 hafta işe gidemedim. Zannetmeyinki bu 1 haftada kafamı toparladım neler yapacağıma karar verdim falan filan, yok öyle bir şey. Sadece iyileşmeye çalıştım. Uzakta kalmanın keyfini çıkartamadım zira resmen "canımla" uğraştım. Ama iyi olduğum anlarda bol bol düşündüm ve dedimki bu kadar sinirli olup hiç bir şeyden memnun olmamamın nedenlerinden bir tanesi de kendimi özel yaptığım hiç bir şey olmaması. Ne bir hobi ne bir yetenek ne de başka bir şey. Bloğu saymıyorum. Bunun dışında neye yeteneğim var benim, ne yaparken çok mutlu oluyorum, dünyaları unutuyorum dedim düşündüm düşündüm....Bulamadım ve gene daraldım, yau bu kadar mı basitim ben yok mu bir şey?? Düşünmeye devam ediyorum. Bulunca size de haber veririm merak etmeyin ya da etmeyin bilemedim...